• Anasayfa
  • https://www.facebook.com/facebook
  • https://www.twitter.com/twitter

MÜZEMİZ

 

Hacı Abdullah Halife Zâviyesi hakkında bize bilgi sunan temel materyallerden biri de, aslı vakıf mirasçıları elinde bulunan Kanuni tuğralı vakfiye senedidir. Hacı Abdullah Halife Tekkesi’ne ait vakfiye, dövülmüş kâğıt üzerine kırmızı ve siyah mürekkeple yaklaşık iki metre uzunluğunda ve yarım metre eninde bir kâğıda yazılmıştır[1]. Vakfiye Osmanlı yazı sitillerinden sülüs, ta‘lik ve tevki‘i ile yazılmış olup, yazıların haricinde yer alan nakışlar, dini mahiyette olan vakfiye ile tam bir uyum sağlamaktadır. Ayrıca vakfiyede altın yaldızla yazılmış olan Süleyman Han yazısı ile “yevme la yenfe’u melün vele benün illa men etallahe bikalbin selim” lafzı yazılı olan ayet-i kerime yazısı vakfiyeye ayrı bir güzellik vermektedir.

Vakfiye metnin başlangıcı olan Besmele levhası, dikdörtgen biçimli, dış kenarları geometrik şekillerden yapılmış olup besmele lafzı celi sülüs ile yazılmıştır. Resimde de görüldüğü gibi vakfiyenin baş tarafı olan besmele kısmı kullanım ve zaman tahribatıyla nerdeyse okunamayacak hale gelmiştir. Hamdele ve Salvele Levhası, 32 şua‘lı dairesel gümüş görünümlü gümüş bir çerçeve içine alınmış ayna şeklinde vakfiyeye yerleştirilmiştir. Hamdele ve salvele metni bu ayna görünümlü dairenin içine yedi sıra halinde sülüs yazıyla yazılmış ve yerleştirilmiştir. Kanuni Sultan Süleyman’ın isminin yazılı olduğu tuğranın içi çiçek motifleri ile süslenmiş olup, ayrıca işlenmiş olan sim tuğraya ayrı bir güzellik katmaktadır. Tuğranın sol tarafında yer alan iç içe yumurtamsı eğriden içte bulunan küçüğünün ve tuğra ibaresi ilk üç kelimesini kavrayan tuğra alt kısmının zemini koyu renkte; dıştaki yumurtamsının rengi ise daha açık bir renkte olmak üzere boyanmıştır. Açık renkli zemin üzerinde dört, beş ve daha çok taç yapraklı çiçek motiflerinden ibaret süslemeler dikkatleri vakfiyenin üzerine çekmektedir. Vakfiyenin bu kısmı o sırada Anadou Kadıaskeri olan Mehmet Rumi’nin haşiyesi bulunmaktadır[2]. Haşiye yazımında hurde ta’lık, haşiyenin başlığı olan “Hüve hasbiy” kelimesi yazılırken celi ta’lik yazı sitili kullanılmıştır.

Haşiye’nin metni aynen şöyledir:

“Hüve hasbiy”

“hâzihi suretü mâ fi defter’s-sultani’l-a’zami edamallahi’l-adle ve’l-ihsâne fi’l-âlem-i mine’l ikrarî min kıbelihi’l-mukarreri’l-makbuli’l-meşhuri fi ‘ınde’l vüzerâi’l ’izam/bi-halifeti’l-İslam zeyyedallahü’l-mennen celalelehu ve ebbede halâleletehu ve eyyede adâletehu el-mümzâ bi-ümenai şeyhü’l-İslâm/müfti’ş-şeri’ati’l-garrai fi zemânihi mevlânâ el-merhum Muhammed el-fenari eskenehu’l-bari bi-a’lâ cinânihi/nukılet an asliha’l-mastur ilâ hâze’r-rakki’l-menşur bi-hayrin ve ihlâsin min ğayri naksin ve ziyâdetin/ revâ e’l-fakir ilallâhi subhânehü ve teâle şânühü ve ebâne bürhanehü Mehemmedür-rumi el-kaadi bi’l-‘asâkir (il-mansure) fi vilâyeti Anadoli el-ma’mure ufuviye anhümâ”

“el-emrü kemârüsime fi’l-kitâb zebere’l fakir Mehemmed bin Kutbü’d-din el-kaadi bi’l-kaadi bi’l’askeri’l-mansur fi vilayet-i Anadoli”[3]

Metnin günümüz Türkçesine çevrilmiş hali:

“ İyiliklerine karşılık beklemeyen O’nun adıyla!

Sultan-ı âzam’ın ki, o sultan yüksek vezirler indinde (huzurunda) İslam halifesi olarak şöhret bulmuştur. Merhum Molla Fenari’nin zamanından kalma ve Şeyhülislâm eminlerinin imzalarını havi defterinde bulunan aslında hayır ve ihlâsla alınan bu vesika, ne eksik ne de fazladır. Bunu şanı yüce ve bürhanı aydın olan Allahın fakir kulu Anadolu Kazaskeri Mehmet Rumi Bey beyan etti. Emir kitapta bildirildiği gibidir. Anadolu vilayetine kaadi bi’l askeri Kudbiddin oğlu Mehmet âcizleri” 

Buraya kadar vermiş olduğumuz metindeki bilgilerden anlıyoruz ki Hacı Abdullah Halife Vakfı’nın vakfiyesi hicri 950 zilhicce ayının başlangıcında Anadolu Kadıaskeri Mehmet Efendi tarafından, haşiye metninde görüleceği üzere aslına uygunluğu tasdik edilmiştir.

Vakfiye metni özetle şu şekildedir;

“Sultan oğlu Sultan Süleyman Han’ın ninesinin tekkesi ile ilgili olup, Sultan Selim Han sâdık bir niyet ile; Trabzon sancağında Kürtün kazasının Yağlıdere nâhîyesine bağlı olan Hisarcık karyesinde, rahmetli Hacı Halife’nin yaptırmış olduğu zâviyeyi şer’i olarak vakf, geçerli olarak habs ve gönül rızasıyla sadaka edip, keyfiyeti fasih bir dille ikrar, sarih bir ifade ile takrir ve bu vakfı rızâen kabul ve burada yazılı olan şekilde iki yönden sâhîh ve iki yönden şer’i olarak ve yazılı rivâyetler dairesinde (Osmanlı) Sultanlarının vakıf kanununa göre, onun tarafından düzenlenmiş bulunmaktadır. Orada, gelen ve geçen yolculara yemek verilecek; büyük ve küçük herkese aynı derecede itibar ve riâyet gösterilecektir. Hiçbir yerde bu kurala ters durumlara girilmeyecektir.”[4]



[1] Naci Yüngül, “Giresun’un Espiye İlçesinde Yavuz Sultan Selim’in Tesis Ettiği Gülbahar Hatun Tekkesi Vakfına Ait Vesikaların Değerlendirilmesi”, Vakıflar Dergisi, sayı: XV, Ankara 1982, s. 102.

[2] Bostancı, Hacı Abdullah Halife, s. 54.

[3] N. Yüngül, “Giresun’un Espiye İlçesinde Yavuz Sultan Selim’in Tesis Ettiği Gülbahar Hatun Tekkesi Vakfına Ait Vesikaların Değerlendirilmesi” , s.102; Hacı Abdullah Halife Vakfı kaydı için bkz. Trabzon Vakıflar Bölge Müdürlüğü, Mükerrer Fihrist Defteri, No.2274, s.26.

[4] N. Yüngül, “Giresun’un Espiye İlçesinde Yavuz Sultan Selim’in Tesis Ettiği Gülbahar Hatun Tekkesi Vakfına Ait Vesikaların Değerlendirilmesi”, s. 104.

Site Haritası
DÜĞÜN-NİŞAN-MEVLÜT