Hayalimdeki TEKKE
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
Geleni gideni çok ürünü bol bereketli
Yaşlısından gencine oldukça merhametli
Kin gütmez garez bilmez çokda metanetli
İşte bizim tekke
bir bambaşka
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
Misafirsiz geçen günün günden saymıyor
Kederli dertli gelenler şifa bulup dönüyor
Hizmet etmek bir görev onlar öyle biliyor
Halifeden kalan tekke
bir bambaşka
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
Fatihten Beyazıttan Yavuzdan izler taşıyor
Kanuninin fermanı, gülbaharın ismini taşıyor
Ezelden beri bu köyde alimler erenler yaşıyor
Ahi çukuru tekke
bir bambaşka
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
O köyde misafirhane zaviye cami değirmen
Osmanlıdan bünyesinde müze bile taşıyor
Tuğlacıkta türbesiyle gönüllerde yaşıyor
Gönüllerdeki tekke
bir bambaşka
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
Karadenizin Giresunun Yağlıderenin aynası
Tarihçiler söylüyor kültür turizm beldesi
Hocalarımız dediler ilim irfan yuvası
Gerçekten böyle tekke
Bir bambaşka
Bir köy düşünün bir müddet hayalinizle
Dağısı deresi tepesi düzü bir başka güzel
Her yönüyle bambaşka her yönüyle çok güzel
Canayakın sıcakkanlı dindar tekkeliler
İşte köy işte tekke
Tekke bir bambaşka
TEKKELİSİN
Tekkelisin, hani, sende bu köyde yeşerdin,yetiştin,
Çiçek açtın,Burç saldın,Dal oldun, meyve verdin,
Her meyvene,kuzum dedin,oğlum dedin,can dedin
Hep verdin,Giymedin giydirdin,yemedin yedirdin,
Alabuzunda büyüdün,dikenlerde yürüdün,
Çardakaltı, geyiksuyu, çamurluk da oynadın,
Kemre çektin,kürek ettin, arasıra silah ettin,
Cenazede ağladın,Düğünlerde halay ettin,
Kayabaşında,hasta başında,hayır işinde,
Çukurunda,imecinde, gecesinde gündüzünde,
Mevlidinde,camisinde, ceniğinde yaylasında,
Gülenlerle gülüşünle, ağlayanın yanındasın.
Dereyanı,hatlidüzü,sarımsaklı,berbatyanı
Ağlamasın,Ayşe,Fatma,Ahmet,Ali ağlayanı,
Değirmeni gürül gürül, içmesuyu güdül yanı,
Kış gelende odun verir, kırpığı ve çağlayanı
Odakapısında okuduk,hep yan yana oturduk,
O camide,aynı safta,hep el açtık amin dedik,
Bir oturduk bir kalktık, bir sahanda yemek yedik,
birbirimize,hiç gözün üstüde kaşınvar demedik.
Şimşirli oluktan, yedigözden, nazarsuyu içmedikmi,
Bahçebaşı, süngüt, kurt kuyusundan geçmedikmi,
keş ayranı,höngül çiçe,kara sırgan yemedikmi,
halaylarda, horanlarda hep el ele vermedikmi.
Kimimiz köyde kaldı,baba ocağı tütsün dedi,
Sıkıntılar bitsin,ekmek için, aş için gurbet dedi,
Büyükleri,dağılmayın, birlik için dernek dedi,
Bir oldular, omuz omuza kenetlendi tekkeliler.
Derneğe hiç uğramaz,düğünlerde bulunmazsın,
Bayram olur seyran olur bir merhaba demezsin
Köyde olsan selam vermez hatta yolu bile kesersin
Söyle bizde bilelim,gerçekten sen nasıl Tekkelisin.
Sevsende sevmesende, bu köyde yeşerdin,yetiştin,
Çiçek açtın,Burç saldın, Dal oldun, meyve verdin,
Arı gibi çalıştın,bal oldun,oğul verdin, can verdin,
Yalanmı, söyle bileyim, inkar etme, sende Tekkelisin
Tekkeköyü dernek başkanı Mehmet ŞEN
HACI ABDULLAH HALİFE HAZRETLERİ
Her halinle sevdik biz seni bilcümle, torunların,
Adını dağa, taşa yazdık, herkes okusun diye,
Cümle alem duysun, bilsin, adını şanını namını,
Irganıyor Yağlıdere,Tekke her anma günü zamanı
Anıyor Giresun,anıyor Yağlıdere, anıyor Tekke
Beklemekle geçiyor günüleri, o mutlu günü her sene
Dualarla, niyazlarla,yad ederiz, biz her yıl bu günü
Ulubatlılar, Fatihler, Yavuzlar, hatırlanır yeniden
Laleler sümbüller güller,seni anar seni söyler,
Leylekler,kuşlar kuzular,ağaçlar taşlar, yapraklar
Ahiliğin haftasında anacaklar yine seni bu sene
Hayırlara vesiledir,bir bayramdır,köyde anma günü,
Hatırlanır o günde,büyükler cümle gelmiş geçmişler,
Anılırlar her nerede aşk ile, neden nasıl yaşamışlarsa
Lambaları aydınlatıyor,ışığı nur gibi hala ruhumuzu
İnananlar toplanıyor,köyde dergahında, etrafında,
Fatihalar, yasinler, ihlaslar, okunuyor köyünde
Ebediyen bitmesin,devam etsin geleneğin yörende.
Hatırlatır anlatır dedeler,nineler, nasıl köye geldiğini,
Ahi çukuru,harava,kızıllar,tohumluk senin yurtların
Zürriyetin olduğunu hala bilmeyenlerde var,olsun.
Rahat uyu sen,hizmetinde olanlar ziyadesi ile yeter,
Ebediyen taşınacak,yaşayacak eserlerin köyünde,
Tekkedeki ocak,cami,müze haravada türbesiyle,
Lambası,testisi,asası,şamdanı, sofrası hatta mühürü,
El yazması kur’anı,cami, misafirhane,değirmeni
Rahmet olsun, değer verip, bu günlere taşıyanlara,
İlelebet yaşatacağız, taşıyacağız el ele ebediyete.
Tekkeköyü dernek başkanı Mehmet ŞEN
Tekmiydim, kimim, bilmem köyünü seven
Elbette ki vardı bana bu görev bir veren
Köyümüzün çehresi güzelleşsin dediler
Köyümüzün insanları serpilsin, kalkınsın
Elele versin birlik olsun yürüsün, ilerlesin,
Kuralım, köyümüze dediler onlar, bir dernek
Ölsek te adımız kalsın,yaşasın, bu dernekte
Yılmaz abi, unutmadık yaşıyorsun, gönüllerde
Üzüntüler azalıyor, resmin varken, o dernekte.
Kim vazgeçer senden dernekte, Rasim başkan
Ayağa kalkardım hep, o resmine bakmak için
Laf aramızda,herkes benden çok severdi seni
Karahan değil, aydınlatırdın sen derneğimizi
Işık oldun bize, yol gösterdin her zaman,
Ne olur, alınma bağışla, bir hatamız olduysa,
Derim her zaman,Hasan başkan sen çok yaşa
Irmak gibi yaş döksekte, kaybettiklerimize,
Rahat değiliz, sizden sonra bizde bu meyanda
Mehmet te gitti işte, oda çekildi bir kenara
Anladıki aşk bitti, artık seveni yok buralarda
Verecek neyim kaldı derneğe diye çok düşündüm.
Elde bir avuç anı, bir kaç resim, kaldı yıllara.
Güzel tekkem güzelleşsin,kim istemez
Üzerine düşeni bilmeyen, üye bile sayılmaz
Zaten belli, sayılıdır bu dernekte fedakar olanlar
Elde ne varsa verirler, onlar dernek için her şeyi
Lambasından, ışık aldı onlar, Abdullah halifenin
Laf söyletmez, tekkesine ve derneğine, asla
Elbette seveni cok,halifenin,tekkenin tekkelinin
Şahittir anma günüleri hacı halife dostları
Tekkeliler onur duydu, gurur duydu onlarla
İşte 13 anma günü, dünya izledi ve gördü
Rahmet yağdı, nur indi ogün, isteyen gönüllere
Müftümüz yumuşattı en sert, en katı kalpleri
Eller semaya açıldı yine, tekkede bu sene.
Dernekten dertli sanmayın ne olur beni
Ellere söz geçirdim, kendimize geçiremedim
Resmime baktım, artık istenen ben değilim
Nasıl isterseniz artık bu kadar yeter benden,
Elbette benden çok seviyorsunuz tekkeyi,
Ğörmeyin bunu ne kin, ne sitem, nede naz,
İyisini siz bilirsiniz, daha iyilere layıksınız beyler.
Yar yar diye seni, yollara yazdım
Ellerime kalem, dilime hece oldun
Sağımda sen, solumda sen,Tekkem
Uykularıma karışan, gecem oldun
Kim dedi, ne dedi, bilemiyorum
Kimseye şöyledir, diyemiyorum
Ezilip büzülmek bir yana dursun
Ben bu işten kendimi alamıyorum
Adına vuruldum Gülhahar hatun
İstediniz yapmazsam, kapıdan atın
Nurunuz olsun,Gözünüz gibi bakın
Ben olmasam da,el üstünde tutun
Gönüllerde,Ellerdesin,dillerdesin,
Anma günü, konferanslar,paneller,
Yağlıdere,böyle gördü,böyle bilsin
Tekkeköyü,hacı halifeyle ilerlesin
Güneş bir başka doğar, diyorum benim köyümde,
Dallarda tomurcuklar,uçlarında buz tutmuş sanki
Daha sabahın erken saatinde bekler güneşi köyüm,
Sanki tutsak bir kuş gibi salıverecek şimdi kendini
Güneşin ilk ışıkları vuracak, topragına, dağına, taşına
Tomurcuklar özgür olacak, güneşin ilk ışıklarıyla
Emine nine, Hava ana, Fatma teyze, ayşe bacı
Çoktan kalkmış, karşılamış güneşin ilk ışıklarını,
Bacalardan tüten duman gösteriyor, sabahın başladığını
Çıkmış yuvalarından kuşlar, ötüşüyorlar cıvıl cıvıl
Mehmet emi,ali dayı dönmüşler, sabah namazından
İşte bir başka doğar güneş benim köyümün üstüne
Lahanalar kıvrım kıvrım yapraklarını, salıverecek güneşle
Fındık dalları serpilecek, dökecek damla damla güneşle
Tarlada mısır bükecek boynunu, püskülü bir başka yana
Çıkacaklar arılar şimdi, dolacak öbek öbek çiçekleri
Salıverilecek koyunlar kuzular, karabaş en önde gidecek
İşte böyle bir başka doğar güneş, benim köyümün üzerine
Güneşin ilk ışıklarını karşılar bizim aylık gıranı
Hattidüzü ayna gibi yansıtacak, birazdan köyün üzerine
Kayabaşı kınından çıkmış kılıç gibi, parlayacak şimdi
Alabuzuna bir başka doğacak, sabah daha erken olacak
Çukurdan bir buhar bulutu, kalkacak ilk ışıklarla
Güneş köyünün üzerine, salkım salkın saçılacak bu sabah
Buram Buram kokacak toprak,
kim istemez şimdi orada olmak
Karmı yağdı dağlarına, tıpkı benimki gibi,
Giyinip kuşanmışsın, o beyaz gelinliğini,
Sende mahkumsunya, benim gibi besbelli,
Beyazlar içinde bir başka güzelsin ey sevgili
Giyer giyer çıkarırsın, o beyaz gelinliğini,
Bir başka güzellik sarar seni, kışın sevgilim,
Yıldan yıla ağarırım bende, sana bakınca,
Aldırmam yine de, seni görünce, kendi halime
Bir başka güzel oluyorsun, o beyazı giyince,
Aşık olmamak elde mi,Tekkem senin bu haline,
Masallardaki prensesler gibisin ,ey sevgilim,
Avunurum bende birgün sana kavuşurum diye,
Bürünmüşsün yaşmağı başına, oyaların sırmalı,
Eteklerin sambul sambul, kakülleri sağ yana,
Doyulmuyor tadına, bakakalırız biz hep sana,
Ses ver, tekkem, ses ver, habu garip adama,
Bitmez benim aşkım, tekkeme, köyüme ve atama,
Başındaki yazmasına duvağına, gözlerindeki yaşına,
Ne bileyim işte, elimdemi aşığım, toprağına,taşına,
Gökte uçan kuşuna, baharına, yazına, kışına,
Halifesine, babasına,anasına,bacısına, kardeşine,
Tekkem ben mecnunun, sende Leyla ey sevgili yar,
Biz seninle yaşarız ancak, bu kadar mutlu bahtiyar,
Benim sabahım
Her sabah ilk defa resmine bakarım tekkemin
Gözüm gönlüm açılır resmine baktıkça tekkem
Görürüm hep dalgalanan ay yıldızlı bayrağımı
Çağlayan sularından içerim kana,kana sanki oan
Görmesem o sabah alabuzunu,daralırım içimde
Bir kuş gibi uçmak gelir,doruklu yataktan aşağı
Konmak ister gönlüm hattidüzüne hemen ordan
Doyamam seyrine bakmakla cıvıl cıvıl tekkemin
Kayabaşından çıkacak birkaç kişi düşecekler yola
Yar içinde duracaklar, laflanacaklar kısa bir süre
Kiminin ipi belinde kimi kazması omuzunda işte
Azık bohçası takılı sallanacak girebisinin uçuna,
Geçecek birazdan çöplerin boğazdan değirmene
Sırtında bir kile zahra girebiyi almış kolun üstüne
İlk sırayı almak için hem konuşacak hem gidecek
Birde pencerelerden bakanlara selamda verecek
Buluşacak dereyanın da köyde koyun çobanları
Şimdi bir nefes yakacaklar sigaraları ayak üstü
Pay olacak tabakadaki tütünler kimde fazla varsa
Kardeşçe kimi sağa kimi sola ayrılacaklar oradan
Eskiden erkenden açılırdı köyde okulunun kapısı
Mis gibi havalanmış sınıflara dolardı yumurcaklar
Şimdi sıra sıra dizilecek arabalar çaman deresine
Üzgünüm nerde, yavrucaklar dolacaklar araçlara
Birazdan kapı çalacak bize imeciye gelin diyecek
Anamda olur gelir uşaklardan biri diyecek şimdi
Hazırlanacak uşaklar gidecekler imeciye birazdan
İş başlayacak tekkede canlanacak hayat böylece
Bakarım tekkem resmine,böyle her gün erkenden
Yaşarım o eski hasletlerimi,dalarım maziye böyle
Kıpır kıpır başlarım işe kabarır benim duygularım
Dışarı atamasam da, işte böyle dökerim ekranlara