CANLANSIN HATIRALARINIZ
Tekkedeyim dostlar bu gün yine, gizlice sessizce,
Kimse farkında değil, dolaştım tekkeyi baştan başa,
Selam verdim ecdadıma, rahmetliye, yaşlıya gence,
Her şey eskisi gibi, her şey yerli yerinde, bu gün köyde.
Bir farkı var dostlar tekkenin, bu gününün dünden,
Bu gün daha ışıl, daha yeşil, cıvıl cıvıl, pırıl pırıl.
Dedim ya, kimse farkında değil, gizliden gizli den,
Dolaştım tekkeyi bu gün, bakın kimler var tekkede
Bakalım köyde neler var neler yok bizden habersiz,
Dolaşalım kapı kapı, kim ne yapıyor köyden bi haberiz,
Bu gün başka başka kimlerle karşılaşacağız köyde,
Şöyle köyün merkezinden yavaş yavaş çıkalım yola,
Yapa yalnız sessizce, kimsesiz, ilk durağım cami kapısı,
Ne gelirse bu gün başıma, uğur ola hayır ola.
Bakın geliyor işte, aksakallı, nur yüzlü, çift bastonlu,
Sanki, yeri ezmesin bastonum dercesine, yavaş yavaş,
Sessiz sessiz, taş döşenmiş oda kapısından yukarı,
Belli ki vakit yaklaştı geliyor camiye, bekleyenler var orda,
Biraz nasihat, biraz muhabbet istiyorlar hep ondan,
İşte geldi eli öpülesi, ABDULLAH HALİFE rahmetullahi ecmain.
Buyurun bakın kimler var o caminin kapısında,
MUDAHHAR hoca beyaz abanisi, siyah mesi yarı beden yeleğiyle,
Feta İBRAHİM siyah fesiyle, ayağında derby lastiği,
doşgil ABDULLAH sol elinde armut değneği, sağ elinde tesbihi ile
gorucu İBRAHİM, sarı sarığıyla, laflanıyorlardı geçmişten,
Hatıp HASAN,oğlu ÖMER ve ALİ oturmuşlar kara üzümün dibine,
muhabbet koyu dinleniyor can kulağıyla sanki.
TEMELŞIH, taflanın dibinde yarı uzanmış, belliki yorgun,
Oğlu İBRAHİM ve imam HÜSEYİN ak sakallı gine başucunda,
MEHMET emi daha yeni dönmüştü, belli ki fransadan,
HAVVA hala elinde tesbih, serentinin altında sarılmıştı oğluna,
Kadı MEHMET, Muhtar HASAN, Muhtar AHMET, topal OSMAN ,
civil HÜSEYİN, Ablagilin MEHMET emi. Kara MEHMET, oğlu ALİ,
Çakır NURİ, MUSTAFAŞIH, güdül MEHMET halga olmuş, orta dudun dibine,
Anlatıyor HÜSEYİN amca, arabistan çok sıcaktı,
dayanılacak gibi değil, o yüzden kesin dönüş yaptım diye.
MUSTAFAŞIH namıdiğer KAMBERAĞA ağa o köyün dert babası,
dert ortağı karagün dostu değimliydi kamberağa,
o beyaz hoterinin altına benide alsan kıskanırdı herkes bana,
Civil MEHMET, GASİMAĞA, İBRAHİMAĞA, ABDULLAH emi,
FEVZİ emi oturmuşlar küp armudun dibine,
MEHMET emi anlatıyordu, çobanlık anılarını, yayladan ve köyden.
İBRAHİM ağa atını çekmişti yine, eski mektebin kapısına,
MUSTAFAŞIH dayı yine sigarası dudağında,
çöpür papağı başında çökmüştü bir kenara,
ALİ dede yalnız geldi zannettim namaza yanılmışın,
EMİNE hala oturmuştu serentinin altına
Kara incir ,yayvan yapaklarıyla örtmüştü üstlerini,
Bir bilseniz kimler vardı altında, bilseniz kimler,
Cindilinin İBRAHİM ayakta, köşeli kasketi hala başında,
ceketinin altında belliydi yine, o şanlı namlı silahı,
Yanında AHMET abi İstanbul dan gelmiş laflanıyorlar,
sanki İstanbul un en yakışıklısı en delikanlısı o idi.
Yine kafa kafaya vermişler, YILMAZ abi, RASİM abi,
Belliki dernekti konuları, ikiside sitemkar,
Dilsiz OSMAN hey gidi eski günler hey dedirtiyor insana,
anlamasada hep muhabbetin içindeydi sanki,
Veyti HASAN, veyti HÜSEYİN, başbaşa kafa kafaya vermişler,
yarınki düğünün, sandığını taşıyacakmış HÜSEYİN emi ,
yukardan aşağı bir ses geliyor, buda HASAN emi,
herhalde yine lastiğini ters giymiş, peşinde ki bizim ADEM,
hiç olurmu unutmak seni kardeşim ADEM,
senden sonra, bizde unuttuk inan, çocukluğumuzu.
Park etmiş elmanın dibine, merak ettim kim bu diye,
namaz çıkışı gördümki HALİL, herhalde motorla gelmişti,
gebzeden kalan hasretimi, gidermiş oldum ben de HALİL le.
TEMEL abi, motorunu bırakmıştı çeşmenin üzerine,
Belikli bitmemişti odun yine gidilecekti namaz sonu,
GÜLİZAR hala,nede güzel hazırlamış azığını uşağının,
Afiyet olsun TEMEL abi, Allah bol bereket versin,
dükkanın önden geçerken bi şeker verirsin demi.
ALİ dede,yavaş yavaş geliyor ta kaya başından,
Duruşu, yürüyüşü,sanki, sanki onsekizlik delikanlı,
ABDULLAH emi, eşeğiyle yoldaş olmuş geliyorlar beraber,
HAVA hala yine beş metre geride.
ABEY dayı çok yorulmuş, nefes nefese geliyor çukurdan,
KADİR emi biraz daha yavaş, oda yaştan olsa gerek,
ALİ emi belliki yalnız geliyor kurt kuyusundan,alel acele,
Ceketinide atmışki omuzuna, oda yetişecek namaza,
artık ıssız bir yer oldu şimşirli oluk ali emi senden sonra.
NURİ emi daha erken gelmiş, yaslanmıştı hurma ağacına,
ALİ emi yine ip omzunda, HACIHANİM hala yine peşinde,
Soramadım ki, nereye gideceklerdi namaz sonu,
Nevize hala yine pencerede bakıyor gelen geçene,
Topal Osman amca kolları sıbatlamış, merdiven başında
MEHMET emi yaslanmış değneğine, ince sakallı gine,
ALİÇAVUŞ, çekilmiş bir köşeye yontuyor bastonunu,
Hattidüzü malum uzak yer her zaman göremezdik,
Mustafa amca neredeyse tanıyamayacaktın seni,
Sesinden aldım keşke AYŞE halayıda görebilsem gelmişken
Yaylada inek ararkenki sesinin çamlardaki yankısı hala kulağımda
ALİM dayı bu ne hız ne acele, hamide hala kalmış geride,
Nereye demeden, civil SELME ye gidiyordum demesin mi,
SIDDIKE hala süpürmüş toplamış ev arkasında gazeli,
FADİME hala da inmiş yanına ala enik yine yanında
Görseydi beni yakalardı yine paçalarımdan,
DUDU teyze ne düşünüyorsun çeşmenin taşına oturdun da böyle,
Mehmet dedeyi yolcu ettin belikli namaza,
Hep adını duyardım mertlik ve delikanlılıklarda,
Ahmet emi çok aradım seni ama bulamadım,
çok vurdum kapatmıştınız açtıramadım kapıları.
Çok oldu buralardan gideli albaşgiller dediler,
Tam o saatte, bir çay kokusu tutmuştuki ortalığı,
Bir de ne göreyim, işte babam, benim babam,
HÜSEYİN babam RİZE den geliyordu, sırtında bir çuval çay,
Çuvalı attı hemen yere, dönü verdi beni görmeden abdese,
MUSTAFA emi yaslanmış, ceviz ağacına ak sakallı gine,
yaşlılık vurmuş belli, iki eliyle yüklenmişti bastonuna,
SALİH emi çökmüş bir köşeye, kasketi yine yan gine,
kucağına almış torununu bir eli kafasını okşarcasına,
Evet şimdi hatırladım yeğenim ALİ evet ALİ,
Bacağında çıka bir sakattı sebebi sadece dedi doktorlar
genç yaşta ayrılmıştı bizden yarası hala sızlar hatırladıkça.
Yaklaştım bir gurup kalabalığa, herkes sıra ile sarılıyor,
Dikkat ettim kim bu diye, AHMET emi, ta kızıl çukurdan,
İSMAİL emi hep yanında bilirim yalnız bırakmazdı hiç,
yaylaya da beraber gider gelirlerdi,
Erinmemiş, yorulmamış, bu gün için gelmişlerdi köye,
EMİNE halam ve gelin FADİME, sarıldılar birbirlerine,
Sanki kırk yıldır görüşmemişler, bu nasıl hasretti böyle,
mutlaka uğrarlar şimdi minnet kızı ZEKİYE anamın yanına
Büyük ana büyük ana baksam yine yastık altlarında,
şeker bizküvi elma portakal varmı bana.
Beyaz at geldi durdu, odun yüküyle,yolda,
kim var dersiniz peşinde, ESME hala ve ZEYNEP yenge birlikte,
Tanıdım odunundan, alabuzundan yüklemişler,birer taraf,
yaykın odunu kesin,alabuzundaki kışladan,
Cıvıl cıvıl pırıl pırıl bu gün, bambaşka bir gün bu gün,
ceviz yaprakları kaplamış yolları, sanki geçit vermiyor,
dereyanı şırıl şırıl, pırıl pırıl, dur gitme kana kana iç diyor,
elmalar düşüyor teker teker, pekmez kazanı her kapıda tütüyor,
FATMA hala doldurmuş kaplarını dereyanından,
bir testi birde bakraç duruyor tası taşın üstünde
ALİ dayı uzun paltosu bir sağa bir sola savrula savrula,
Dereyenında almış abdesti gidiyordu namaza,
nerde bilmem ekmek pişmiş, bir bilseniz nasıl da kokuyor,
bastırıyor sanki fırındaki armut kurusunu,
bu gün kuşlar,dut ağaçlarından üzüme, üzümden taflana,
nasılda şenlendiriyorlardı, görseniz cami kapısını,
Kimler yokki bu gün köyde,Cuma vakit bekleniyor
hayat bu gün dünkünden tamamen farklı
CUHAGİL hala bir elinde ayran tası, uzatıyor pencereden,
Gelin FADİME,yine süpürge elinde, süpürmüştü camiyi,
Ocak evi misafirsiz olmaz orayıda bir elden geçireyim,
Sonra yemek verilecek,uzaktan gelen misafir cemaate,
EMİNE hala bakır ibrikle,su veriyor,abdesti olmayana,
MEHMET dede koyunlara da bakıryordu cami önünde
Korucu gelini yine çorap, çöcü kızı ana çöpür kazak örüyordu,
HACCA yenge öğütmüş zahrasını geliyor değirmenden,
yüzünde terler boncuk boncuk çıkacak ta hattidüzüne,
gırcagızı HACCA ana bu gün bayram gibiydi ona,
oturmuş duvara şeker dağıtıyordu çocuklara.
Duyuramadım çok bağırdım banada banada
Azime hala oturuyorsun evin kapısında hala,
Mehmet amca çıkmış cami kapısına
cindili HAVA,ZEKİYE düşmüşler alabuzundan aşağı yola
hava hala kuşagında ne vardı ne olur bi söylesene bana,
SENEM teyze gidiyor alabuzuna girebiyi vurmuştu beline,
cındık EMİNE hala, her yere yetişiyordun bu halinle,
yine kime ebelik yapmış, geliyordu doğumdan.
AZİZE yenge, nasıl da otutturmuş büyük gügümü beline,
al yazmasınası başında,karalastik,nasılda yakışmıştı ayağına,
NAFİYE hala ne var o tabakta sıcak sıcak buğuluyor,
nereye gittiğini söylesende bizde gelsek oraya,
Odakapısına indim, HAKKIKIZI ana iki kat olmuş beli,
yinede meydan okurcasına yıllara,hala uğraşıyordu tarlada,
ZEHRA yenge geliyor ev altından beri taştan taşa basa basa,
eteğinde elma var dedim içimden beni görsede verse,
Liman teyzede oda kapısında durmuş yolun kenarına,
Abdullah emi eğilmiş çeşmeye başlamıştı abdest almaya.
Ev altından geçiyordum üstteki sesi tanımazmıyım,
ALİ emi unutulurmu hiç kırık çıkık olsa kim bakardı bize,
ben çıkıyorum namaza sende git çukura malı alaflamaya diyordu,
kime mi tabiî ki çaraklı HAÇÇA teyzeye.
EMİNE hala önüm sıra gidiyor yavaş yavaş bir elinde bakraç,
koltuğunda bir bağ sap. verecek ineklere
içme suyu ah içme suyu, EMİNE halam eli belinde,
herkes bilir onu, gelin gibi duruyordu karşımda,
ZEYNEP hala içerden duyuyorum MUSTAFA MUSTAFA diye sesleniyor,
Belikli MUSTAFA amca gitmişti namaza,
SELME hala,her armut düşüşünde çıkıyor pencereye,
HÜSEYİN amca merdivene bırakmıştı elindeki girebiyi,
baktım karşı tarafa ZEYNEP yenge, tarlasında evin önünde,
dallamış pancarı almıştı koltuğunun altına,
HAVİSE yengede gelmiş almandan,ya dolma dürülecek,
yada mısır yarmalı hopcun, pişirilecekti yine,
hey gidi hey eski günler hey ,oturmuş içme suyunda armudun dibine,
HAYRİYE ye hala yine her zamanki gibi,dedim içimden,
bize uğrasan da şekerli yoğurt yanına mısır ekmegi,
doğrasak ta yesek varmı bundan ala yemek,
ZEYNEP ana ZADE hala ve gelin Fadime giyinmiş kuşanmışlar,
çöplerin boğazda bir nefes alalım, her zaman gelemiyoruz.
Ocak evini ziyaretten sonra konu komşu uğrayalım,
öyle döneriz köyden diyorlardı birbirlerine
Fadime abla Allah bereketini artırsın aşure pişirmiş getirmiş,
Hazırlamışlar kapları cuma sonu dağıtacakmış esme ile Gülşen
Her biri periler gibi,hizmet için dönüyorlardı ortada,
Dedim ya kimse farkında değil, dolaştım tekkeyi baştan başa,
Sessizce gizlice köyde,bir mübarek Cuma günü,
Şiirin hala dillerimizde şirin tekke diye Aliosman enişte
Gözlerim hep aradı durdu bir türlü bulamadım,
Hani çocukluğumuzda hepimiz tanırdık ve beklerdik onu,
Her yıl kalemsiz deftersiz gelmezdin köye,
Şimdi görseydim seni o sevinci yaşatsaydın gine bana
Vakit iyice yaklaştı, bende aldım abdestimi, girdim camiye
ön safta baktım, kimi beyaz, kimi siyah, hepte sakallı,
İmam HÜSEYİN okudu ezanı, ama nasıl bir ses nasıl bir ezan ki bu,
sanki kabe de okunuyormuş gibi,seda veriyordu dağlara taşlara,
Beyaz,sarı, siyah,sarıklı dedeler,karışmıştı birbirine,Tanıyamadım,
çok önceki dedelerimiz,isimleri dahi unutulmuş,
HACI ABDULLAH halife kıldırıyordu namazı,
imam HÜSEYİN hemen arkasında,
müezzin mi tabiki MUDAHHAR hoca.
Böyle idi bu gün tekke, o dostluklar o kardeşlikler o samimiyet,
sanki onlarla gitmişti ebedi aleme, Mevlam hepsine rahmet eyleye.
İşte getirdim evlerinize, büyüklerinizi, sevdiklerinizi,
Canlansın hatıralarımız, gözlerinize yaş dolsa da,
Biliyorum arkamdan kiminiz gülecek, kiminiz hüzünlenecek
Kiminiz yine tırlattı bu adam diyecek,
Kim ne derse desin, ben emek verdim.gayette rahat ve memnunum.
istemem kimseden ne takdir ne teşekkür.
Yasin i şerif, üç ihlas, bir fatiha, hemen okuyun ruhlarına,
Teşekkür etmiş olursunuz, ancak böylelikle bana.
1 | Mudahhar hoca | 41 | Halil | 82 | Azime | |||
2 | Feta İbrahim | 42 | Temel abi | 82 | Azimenin Mehmet | |||
3 | Doşgil Abdullah | 43 | Gülüzar hala | 83 | Cindili hava | |||
4 | Gorucu İbrahim | 44 | Ablagilin Hacıali | 84 | Veytilerin Zekiye | |||
5 | Hatıp hasan | 45 | ablagilin abdulla | 85 | Senem | |||
6 | hatıbım Ömer | 46 | Hava yenge | 86 | Cındık emine | |||
7 | hatıbın Ali | 47 | çöoğlu Abey | 87 | Cindilinin Azize | |||
8 | Temelşıh | 48 | Çöpoğlu Ali | 88 | Nafiye hala | |||
9 | temelşıhın İbrahim | 49 | Kadir emi | 89 | Hakkıkızı ana | |||
10 | temelşıhın İmam Hüseyin | 50 | çöpoğlu Nuri | 90 | Zehra hala | |||
11 | Mehmet | 51 | osmanağagilin Ali | 91 | Alişannı | |||
12 | hava hala | 52 | Hacıhanim | 92 | Çaraklı Hacca yenge | |||
13 | Kadı Mehmet | 53 | ömerağilin Mehmet | 93 | Muhtargarısı emine hala | |||
14 | Muhtar hasan | 54 | Ali çavuş | 94 | Emine hala | |||
15 | Muhtar Ahmet | 55 | Alo isin | 95 | Zeynep hala | |||
16 | topal osmanağa | 56 | Ayşe yenge | 96 | Mustafa emi | |||
17 | Civil Hüseyin | 57 | Alim dayı | 97 | Civil semle | |||
18 | Ablagilin Mehmet | 58 | Hamide hala | 98 | Havise abla | |||
19 | Kara Mehmet | 59 | Sıddige yenge | 99 | Zeynep yenge | |||
20 | karamemedin Ali | 60 | temellerin Fadime hala | 100 | Ali dayı | |||
21 | Çakırnuri | 61 | Şıhların Dudu hala | 101 | Hayriye hala | |||
22 | Mustafaşıh | 62 | Albaşgilin amet dayı | 102 | Çöplerin Zeynep hala | |||
23 | Hüseyin | 63 | Babam Hüseyin | 103 | çöğlerin Zade yenge | |||
24 | Civil Mehmet | 64 | Mustafa emi | 104 | Çöplerin gelin Fadime | |||
25 | Gasimağa | 65 | Salih | 105 | Muhtarın eşi Fadime abla | |||
26 | İbrahim ağa | 66 | Yegenim ali | 106 | temellerin Esme abla | |||
27 | Fevzi | 67 | Ahmet emi | 107 | Temellerin Gülşen abla | |||
28 | Abaş Abdullah | 68 | İsmail abi | 108 | Güdül mehmet | |||
29 | Mustafaşıh | 69 | Emine hala | 109 | gorucu gelini Fadime hala | |||
30 | Hacının ali | 70 | Gelin Fadime | 110 | hacıların emine hala | |||
31 | Emine hala | 71 | Minnet kızı zekiye anan | 111 | hacıkadın hala | |||
32 | Cindilinin İbrahim | 72 | Esme yenge | 112 | hava hala | |||
33 | Hakimin Ahmet | 73 | Zeynep yenge | 113 |
karamemedin babası ali |
|||
34 | Yılmaz | 74 | Fatma hala | 114 | çöcükızı | |||
35 | Rasim | 75 | Ömerağan ali | 115 | zennişan yenge | |||
36 | Dilsiz Osman | 76 | Cuhagil hala | 116 | cindilinin talip dayı | |||
37 | Veyti hasan | 77 | Muslu gelini emine hala | 117 |
ablaginin osmanın babası |
|||
38 | Hüseyin | 78 | Mehmet emi | 118 | liman teyze | |||
39 | Hasan | 79 | Fetan hacca yenge | 119 | ||||
40 | Adem | 80 | Gırcakızı hacca | 120 | Ablagilin alinin babası |